Şu an elinizdeki gazeteyi saklayın. 15 Mayıs sabahı açın, tekrar bu yazıya göz gezdirin… İddia ediyorum! Böyle giderse, Ak Parti Erzurum’da tarihin en büyük oy kaybını yaşayacak! İddiamın arkasındayım… Sebepleriyle, öncesinde geçmişten gelelim… * Şehrimiz özelinde asıl eleştirdiğim nokta, Ak Parti’nin şehrimize seçim dönemi diktası! Oy kaybının asıl sebebi aslında tam olarak bu! * Bu kertede bir açıklama yapmadan devam etmek istemiyorum… Dadaş dik başlıdır! Öyle kolay kolay dayatma kabul etmez! Ama güvenmişse, sevmişse sorgulamaz! İtaat eder, baş tacı yapar! * Yaptı da! Her seçim baş tacı yapmadı mı Ak Parti’yi? Hatta öyle bir bağrına bastı ki; Doğunun sınır taşı unvanına ek, Erzurum Ak Parti’nin kalesi unvanına erdi… Peki ya şimdi? Her seçimde Milletvekili sayılarının tamamına yakını, olasılıklarda seçmence Ak Parti hanesine yazılırken; ne oldu da İyi Parti, CHP, BBP, Bağımsız hatta ve hatta ismini ağzıma almayacağım o Mel’ûn partinin hanesine birer, ikişier yazılır oldu? * Hal böyle iken; “Nereden, nereye?” diyeceğiz sanırım… Sebebi hikmeti neydi ahvalin buraya gelişi? Uzatmadan, kısa ve ÖZ, örneklerle anlatmaya çalışayım… Mesela, zamanın birinde bir gazeteci ağabeyimiz, bir il başkanına “MAL VARLIĞINI AÇIKLA!” çağrısında bulunduktan sonra, saatler içerisinde göz altına alındı! Zatürre oluyordu adam! Allah korudu! * Bakın, verilerle sabit! Bir il başkanı 100 Bin civarı oy kaybına sebep olmasına rağmen, biri de çıkıp demedi ki; “Başkan bu ne?” Yine İl başkanı hem yerelde hem ulusalda çarşaf çarşaf haberlerle yolsuzlukla suçlandı… Biri çıkıp demedi ki; “Başkan bu ne?” Hesap bile soran olmadı! Unutuldu, gitti… Üstüne beyefendi bu millete, milletvekili namzeti olarak dayatıldı! Bitti mi? Mesela; listeye bakalım! Erzurum’la kimliğinde yazanın dışında pek bir bağı olmayan hanımefendi, eski il başkanı, gençlik kollarından bir sosyal medya heveslisi genç bir kardeşimiz, kadın kollarından bir hanımefendi… Liste 2 de olması gereken isim 4’te… Çarşamba pazarı… İşte Erzurum’un dayatma algıladığı tavır! Ve inatla “Ben dedim, olacak!” duruşu… Kimse kırılmasın, gücenmesin lütfen! Bunları bir eleştiri olarak kabul ederlerse, belki bu seçimde olmasa bile, bir sonraki seçimde işlerine yarar umarım… * Vel hasıl; şu an böyle… Yarın ne olacak bilemeyiz… Sürç-i Lisan ettiysem, affola…