Geçtiğimiz hafta Erzurum'a İl binasının açılışı için gelen Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce'nin ziyareti  ile alakalı bir haber yapmıştık.

Haberimizde başlık olarak da "İl Başkanı, 50 araçlık otoparkı dolduramadı" başlığını atmıştık.

Bu yaptığımız haber, İl başkanı Serhat Can Eş'i bayağı rahatsız etmiş olacak ki, bazı basın kuruluşlarından karşı haber gecikmedi...

Haber metnini gülümseyerek okudum. 

Yazdığımız doğrular, partinin yeni kurulmuş olmasıyla manipüle edilmeye çalışılmış, çektiğimiz resim ile alakalı da  güya dolu meydanı boş olarak göstermekle suçlanmışız. 

Öncelikle şunu beyan etmeliyim ki; bizim çektiğimiz geniş açılı resim, Memleket Partisi Genel Başkanı'nın alana girdiğinde - bütün kalabalık oradayken- çekilmiş olması hasebiyle, herhangi bir ters algıya mahal vermeyen bir anın resmidir. 

Karşı haberde yayınlanan resim de aynı anın resmidir. Fakat yakın çekim olması sebebiyle, arka boşluk açı farkıyla kapatılmıştır. 

Gel gelelim yüzlerce kişiye...

Üşenmedik, tek tek alandaki kişileri saydık...

Titizlikle, ince ince numaralandırdık...

Parti tarafından yayınlanan resimi aldık, üşenmedik, tek tek yazdık... Biz 99 kişi sayabildik.

Gözden kaçan da 50 kişi olsun dedik...

Biz 99 saydık, siz 159 deyin...

O zaman asıl soruyu soralım;

Parti Genel Başkanını 200 araçlık konvoyla karşıladıklarını beyan etmişler...

Sadece konvoydaki şöförler alanda olsa 200, 30 kişi Genel Başkanın ekibi olsa,  il ve ilçe teşkilat mensupları - ki kısa zamanda 7 ilçe atamış bir il başkanından bahsediyoruz - 400 teşkilat mensubu olsa, Erzurumlulardan da 200 katılan sayabilsek, hadi 50 de basın mensupları ve polis teşkilatından saysak?

O meydanda en az 900 kişi olmalıydı... Biz kaç saydık ? 99... 

Manipüle eden biz miyiz şimdi?

Bir hikaye vardır geçmişten anlatılan...

Teşbihte hata olmaz. 

Şair Nefi'yi hepimiz biliriz. 

Erzurum Pasinler doğumludur. Önceki adıyla Hasankale...

Hicivleriyle tanınır. Ve Hicivleri sebebiyle de hayatı son bulmuştur...

Nefi'nin zamanın müftüsüne bir hicvi aklıma geldi...

"Müftü Efendi bize kâfir demiş,
Tutalım ben O'na diyem müselman,
Lâkin varıldıkta ruz-ı mahşere,
İkimiz de çıkarız orda yalan."

Şimdi ben de diyorum ki; 

Biz geldik gördük...

Ne dediysek, doğruyu dedik...

Biz 99 saydık, siz sayın 999...

Halk gördü biliyor...

Kim doğru, Kim yalan...

Sürç-i Lisan ettiysem, affola...