İki hafta önce “Erzurum’da uyuşturucu madde kullanımı ve bağımlılığı” konusunu işlemiştik ve tehlikenin boyutuyla ilgili endişelerimizi bildirip gençlerimize uyarılarda bulunmuştuk. O hafta bayramdan önce İran’dan gelen 8 kişinin ülkemize saç spreyi kutularının içinde uyuşturucu madde sokmaya çalıştıkları tespit edilmiş ve güvenlik güçlerimizin operasyonuyla yakalanmışlardı. Geçen hafta da yine büyük bir operasyon yapıldı ve İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu, operasyonla ilgili açıklamayı Erzurum’a gelerek bizzat kendisi yaptı. İlk operasyonda 92 kişi gözaltına alındı ama hafta içerisinde operasyonların devam ettiğine dair bilgiler aldım. Operasyonda emeği geçen tüm emniyet teşkilatımıza ve Sayın Bakan’a şahsım ve şehrim adına teşekkür ederim. Bu operasyondan ne kadar memnun olsak da bu operasyonların devamının gelmesini temenni ediyor ve bu vesile ile şehrimizin bu pislikten tamamen kurtarılmasını ümit ediyoruz. Malumunuz olduğu üzere Türkçe öğretmeni olduğum gibi aynı zamanda bir arkeoloğum. Uzun zamandır şehrimizin tarihi eserlerine ve doğal güzelliklerine yönelik çalışmalar yapmaktayım. Tarihi eserlerimizin ve doğal güzelliklerimizin şehrimizin turizmine kazandırılması, bu vesile ile de şehrimizin ekonomisinde bir canlılık sağlanması amacıyla araştırmalar yapmaktayız. Yapmaktayız, diyorum çünkü yalnız değilim. Bir ekibimiz var ve çalışmalarımızı bu ekiple yürütüyoruz. Erzurum’daki tarihi eserler -her ne kadar birileri, şehir merkezindeki birkaç eserden ibaretmiş gibi davransa da- aslında çok fazla. Bunların doğru bir şekilde değerlendirilmesi gerekmekte. Bu da büyük mesai isteyen bir iş. Bir taraftan halkı bilinçlendirmek, diğer taraftan da eserleri koruma altına alıp yerine göre de arkeolojik çalışma yapmak gerekmekte. Halkı bilinçlendirmek için ben elimden geldiği kadar (gerek yazılarımla gerekse televizyon ve radyo programlarımla) emek veriyorum. Ancak benimle ve benim gibi birkaç gönüllüyle olacak bir iş değil. Kurumlarımızın da bu alanda çalışmalar yapması gerekmekte. Hele hele 2025 yılı Erzurum için turizm başkenti olma anlamı taşıyorken… Bence şehri yönetenlerin bu konuya eğilmeleri ve konuyu aynı kişilerle değil (Neden her konu aynı kişilerle konuşuluyor, onu da anlamış değilim.) daha fazla katılımcının olduğu geniş bir çalıştayla masaya yatırmaları gerekiyor. Diğer bir konu da tarihi eserlerin korunması ve değerlendirilmesi. Zira bu konuda en büyük sorun, definecilik. Defineciler, şehrin kültürel değerlerine çok büyük zararlar veriyorlar. Altının keşfinden haberi olmayan, kaynağını bilmeyen insanların olmayacak hayallere kapılıp sağda solda altın aramaları, düşünmeden hareket etmeleri sebebiyle ne tarihi eserlerimiz heba olup gitti. Defineciler, bir taraftan kazıp kırarken bu şehirde bir de profesyonelce eser kaçıranlar var. Onlarla ilgili operasyonların da yapıldığını görmek bizleri çok mutlu edecektir. 2022 yılının yazında şahit olduğum bir olay var ki Erzurum’daki lüksün kaynakları hakkında bilgi veriyordu. 2018 yılında Antalya’da yakalanan bir eserin Erzurum’da bana sorulması ve tablonun değerinin yüz milyonlarla ölçülmesi sizlere bir şeyler anlatır herhalde. Ya da Erzurum’un hangi eserinin hangi şehre gittiğini, kaça satıldığını bilenlerin olmasını bana garip geliyor. Sizlere de garip gelmiyor mu? Bu konu hakkında daha fazla bir şey söylemeyeceğim. Ben sadece operasyonların uyuşturucu madde ile sınırlı kalmamasını, kaçakçılığa da müdahale edilmesini istiyorum.