Tüm Türkiye'nin olduğu gibi bizim de gündemimizde seçim var. Partiler, seçim için hazırlıklarını yaptılar ve yorucu bir sürecin sonunda sandığı önümüze koydular. Seçim süreci, onlar kadar bizler için de zor oldu. Zira bilgi kirliliğinin tavan yaptığı, insanların saygı ve sevgi ikliminden uzaklaştığı, hakaretin ve iftiranın kol gezdiği bir dönem yaşadık. Bu süreçte ilginç iddialarda bulunuldu ama ispatlanamadı, kanıt ve şahit sunulanlara da kayıtsız kalındı. Ülkeyi yönetmeye talip olan insanların ciddi projeler ortaya koyamadan sadece birbirlerine terör üzerinden yüklendikleri bir dönem yaşadık. Örneğin hangi oluşumun eğitim, sağlık veya tarım gibi konularda ne proje ürettiğini duyan oldu mu? Yazımı yazdığım saatlerde cumhurbaşkanı belirlenemedi, seçim ikinci tura kalacak gibi görünüyor. Şu ana kadarki seçim sonuçlarından gözlemlediğim kadarıyla kimsenin bir proje talebi de yok zaten. Cumhurbaşkanlığı seçiminin kazananı Sinan Oğan, gibi görünüyor. Seçim tekrara giderse –gidecek gibi görünüyor- Sinan Oğan’ın ne tarafa destek vereceğini açıkçası merak ediyorum. Cumhur İttifakı bu anlamda biraz şanslı gibi görünse de HÜDA-PAR’ın 3 milletvekili çıkarmış olması ve Suriyeliler ile Afganlar konusunda taviz verilmek istenmemesi biraz işi zorlaştırıyor. Diğer tarafta da HDP’nin Kılıçdaroğlu’na açık desteği bu konuda Millet İttifakına destek verilmesi konusunu zora sokuyor. Sinan Oğan’ın “Bedava olmayacak.” dediği pazarlıktan ne çıkacağını bekleyip göreceğiz. Sonuç ne olursa olsun, vatanımız ve milletimiz için hayırlı olsun. Cumhurbaşkanlığı seçimi milletvekillerinin önüne geçti. Açıkçası Erzurum adına siyasi partilerin de milletvekili listesinde çok ciddi bir emek verdiğini ya da Erzurumluların taleplerini önemsediklerini göremedik. AK PARTİ’nin, “Ceket koysam kazanır.” yaklaşımının haksız olmadığını gördük. Herkesi şaşırtarak 4 vekil çıkarmaları bunun ispatıdır. Mevcut vekiller içerisinde Selami Altınok özellikle son zamanlardaki bazı müdahaleleriyle (şubat ayında Erzurum’da yapılması planlanan ama hiçbir çalışmanın yapılmamış olmasından ötürü elinden alınması gündemde olan spor organizasyonuna müdahale etmesi) şehrin takdirini kazanmıştı. İkinci sıra adayı, tombaladan çıktı, M. Emin Öz’e de il başkanlığı dönemindeki performansının meyvesini yemesi sunulmuştu. Tabiri caizse halktan, Öz’ü değerlendirmeleri istenmişti. Bunlar beklenen vekillerdi. Dördüncü sıraya da Abdurrahim Fırat kondu ve HDP ile mücadele etmesi istendi. Kürt seçmeni ikna et ve vekil ol, dendi. Yani aslında AKPARTİ her ne kadar listeyi önemsememiş gibi görünse de ciddi bir strateji uygulamıştı. Stratejisinin meyvesini yedi. Seçimin genel anlamda sürpriz yapan partisi MHP oldu. Baraj altında kalması beklenen MHP, ben yazımı yazarken %10’un üzerindeydi. Erzurum'da MHP'nin adaylarını diğer partilere nazaran daha dikkatli seçmiş olması, kendilerine teveccühü artırdı. Prof. Dr. Kamil Aydın, Genel Başkan Yardımcılığı görevinden ötürü partideki pozisyonuyla zaten MHP tabanının vazgeçilmeziydi. Özellikle 2. sıradaki Prof. Dr. Muhammed Hanifi Macit için parti tabanında ciddi bir çalışma yapıldı ama milletvekilliği nasip olmadı. 3. sırada da partinin ağır isimlerinden Ö. Haluk Pirimoğlu gibi kişisel potansiyeli olan bir başka isim vardı. Başta söylediğim gibi listenin MHP başarısında etkisi büyük oldu. Erzurum'da iktidarın en büyük rakibi olan İYİ PARTİ'nin teşkilatlanma sorunu yaşadığını ve ciddi bir seçim çalışması yaptığını gözlemlemek nasip olmadı. İYİ PARTİ gerek adaylarıyla gerekse teşkilatın yetersizliği ile bu mücadelede aşırı yetersiz kalınca elindeki milletvekilinden de oldu. Burada İYİ PARTİ Genel Merkezinin ve il yönetiminin şapkasını önüne koyup ciddi anlamda düşünmesi gerekiyor. Naci Cinisli gibi bir ismin halkta ciddi teveccüh kazanmışken aday gösterilmemesi ve teşkilatın da bilinçli bir çalışma yapamaması, seçimde hezimeti beraberinde getirdi. Naci Cinisli’nin aday gösterilmemesinin arkasında yatan sebebin seçimi kazanmaları halinde bakan yapılacak olması, kulislerde konuşuluyordu. Erzurum açısından beklenen ama kabullenmesi zor olan bir sonuç da HDP'den geldi. HDP, 7 Haziran seçimlerinde çıkarmış olduğu milletvekilinin özgüveni ile seçime girdi ve şehirdeki potansiyelini değerlendirdi. Erzurumlular genel anlamda bu durumu kabul edemeyecek olsa da bunda şaşıracak bir durum yok. Zira Erzurum'un güney ilçeleri, HDP için oy potansiyeli taşıyordu ve son yıllarda siyasetteki kısırlık HDP’ye bir milletvekili kazandırdı. Burada asıl düşünülmesi gereken, HDP'nin milletvekili çıkarması değil, insanların neden HDP'ye teveccüh ettiğidir. O bölgenin taleplerinin daha fazla ciddiye alınması gerektiği ortadadır. Bunda özellikle güney ilçelerde belediye seçimlerinin sonunda kazananların yerlerine kayyum atanması da etkili oldu, kanaatindeyim. Burada sözlerim yanlış anlaşılmasın, kayyumların tartışılması taraftarı değilim. Özellikle kaymakamlarımızın bölgede nasıl ciddi çalıştıklarını bizzat yerinde görüyorum. Ancak halkın seçimine müdahale edilmesi, halkın da tepkisini çekti. Bu hareket, görevde kalsalar belki başarısız olacak insanların kahraman olmasına sebep oldu. Mağduriyet, bize tatlı geliyor. Halkın iradesine saygı gösterilmesini ve ülkemizin hak ettiği yerlere gelmesini temenni ederek sonuçların ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum