Söz verdiğimiz gibi yazı dizimizin ikinci bölümüyle karşınızdayım. 

Geçen yayınladığımız, "Aşkale Çimento'da neler oluyor?" başlıklı yazımıza ve içeriğine; verilere göre binlerce okuyucumuz hakim. 

Önceki yazımızda şunu dedik, bunu dedik-le vakit kaybetmeyeceğim. 

Merak eden ve henüz okumamış olanlarınız var ise, Bu yazının altında başlıklardan ulaşabilirler. 

Hiç vakit kaybetmeden konumuza dönelim...

Yer sağlayıcımızın yazılımda sunduğu resmi sayaç verilerine göre, onbin küsür okuyucuya ulaşan yazımıza henüz bir cevap, tekzip, mahkeme celbi vb. karşılıklar gelmemiş olsa da; biz Erzurum ve Erzurumlu adına sorgulamaya kaldığımız yerden devam edelim...

***

Sevgili okuyucularım!

Aşkale Çimento'nun hisse bedellerini bilir misiniz, bilmem...

Fakat; yakın geçmişte 800$ - 1000$ bandında olan hisse bedellerinin, güncel satış bedelinin 2500 - 3000 Türk Lirası seviyesinde olduğu iddiası hiç kulağınıza geldi mi?

Yakın geçmişte yaklaşık 17.000 lira olan hisse bedelinin, 2500 - 3000 Lira seviyesinde seyretmesine, gazeteciliği bir kenara bırakın bir Erzurumlu olarak nasıl göz yumabilirdik?

Bakın burası çok önemli!

Aşkale Çimento'nun yani Erçimsan'ın %18'i Erzurum Büyükşehir Belediyesi'nin...

Takdir edersiniz ki; geçmişte Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Mehmet Sekmen'in, yönetim kuruluna girme talebi geri çevrilmişti...

Bu konuda da iddia odur ki; Erçimsan Yönetimi, Ana sözleşmeyi geriye dönük değiştirmiş ve Mehmet Sekmen'in bu girişimi etkisiz bırakılmış...

Bir Erzurumlu olarak bu konunun ilgili merciler taradından, gerekli soruşturma yöntemleri ile  araştırılması ve soruşturulması adına talep ediyorum!

Eğer bu şehrin Büyükşehir Belediye Başkanının bu talebi, iddia edilen şekilde hukuksuz bir şekilde etkisiz bırakıldı ise, sorumluluları HUKUK ÖNÜNDE EN AĞIR ŞEKİLDE hesabını vermelidir!

Gelelim diğer başlığımız ve kamuoyu adına sorulması gereken sorumuza...

Bilenler bilir...

Trabzon Çimento Fabrikasının yeri, Erzurum güzergahından Trabzon şehir Merkezi girişinde sağ kolda, en kalbi konumdaydı...

Konumdaydı diyorum, çünkü yıkıldı...

Bu konuda çok detaylandırmayacağım...

Neden yıkıldı, nereye taşındı, vs, vs...

Burada altını çizmek istediğim konu şu; fabrika yıkıldıktan sonra, Trabzonun en kıymetli arsalarından biri olan arsanın satış bedeli nereye gitti?

Acaba bahsi geçen arsadan elde edilen para, kullanılan kredilerin faizlerine mi gitti?

Bu başlıktaki sorumuz bu...

Hızlıca diğer iddialara ve sorularımıza geçmek istiyorum...

Zira; dosya oldukça kalabalık...

Aile bireylerinin baş harfleri ile kurulmuş olan şirkete gelelim...

Yani, Lafen İnşaat...

 Bu aile şirketi Erzurum'un öz sermayelerinden biriydi...

Biriydi diyorum, çünkü pılı ile pırtı ile artık Samsun sermayesi...

Bunda ne var diyebilirsiniz?

Elbette haklısınız...

Etso Başkanının mevcut bir şirketi, henüz Etso başkanı iken, başka bir şehire taşımasında hiç bir sorun yok...

Zira; memleketin tüm şehirleri bizim...

Burada, yine kamuoyu ve Erzurum menfeatine sormak istediğimiz; Ahmet Yücelik'in Samsun Çimento Fabrikasında Hammedde taşeronluğu yapması ve iddiaya göre her yıl ihalenin, ona kalması...

İlginç değil mi?

Bu soru da cevap bekleyen sorular arasında yerini aslın...

Çok uzatıp sıkmak istemediğim ve sürükleyici olması arzu ettiğimden, soru ve iddiaları hızlaca geçiyorum...

Son iki sorumuzu da sorup, yazımızı Erzurumluların takdiri ve beğenisine sunalım...

Özel Medicell Beylikdüzü Tıp Merkezi...

Ne alaka dediğinizi duyar gibiyim...

İddia o dur ki, bu iştirak Lütfü Yücelik'in hastanelerinden biri...

Bu da olabilir...

Her hangi bir behis yok...

Bir Erzurumlu olarak gurur duyarım...

Peki şöyle sorsam; ilk mesleği mümessillik olan, hastanenin Yönetim kurulu başkanı S.S Beyefendi,   hastanede yönetim kurulu başkanı olduktan sonra, Aşkale Çimento'nun Mali  ve teknik denetimine yetkilendirildiği iddiasına ne dersiniz?

Sizce liyakat bakış açısıyla yerinde bir karar mıdır?

Bu sorumuz da kayıtlara böyle geçsin...

Son olarak; çok kısa bir soru ile yazımızın bu kısmını sonlandırıp, bir sonraki haftaya kadar sorularımızın cevaplarını; tekzip ile olur, hukuk yolu ile olur, basın açıklaması yolu ile olur, bir şekilde beklemeye koyulacağız...

Şirketlerde malum ekonomik sorunlar bahane edilerek işçi çıkarılmaya gidilmiş...

Bu konuda da her hangi bir sitem etme hakkımız yok elbette...

Şirket şartlarıdır, ekonomik şartlarıdır, illaki bir haklı sebepleri vardır...

Gönlümüzden geçen o ki; kimse işsiz kalmasın...

Hal böyleyken, Ankara'da şirketin bazı gözde müdürlerine son model makam araçları tahsis edildiği, temsili ağırlama giderlerinin üst seviyede olduğu ve israfın birinin bin para olduğu iddiası gelirse kulağımıza, sorarız, sorgularız...

Devletimiz ve devlet büyüklerimiz her konuya anlık hakim olamayabilir...

Devlet işleridir...

Yoğunluktur...

Biz vazifemizi yapalım, kamuoyu adına soralım...

Elbet vicdan sahibi birileri, bu iddialar ile alakalı soruşturmayı yapacaktır!

Önümüzdeki hafta yazının üçüncü bölümüyle görüşmek üzere...

Sürç-i Lisan ettysem, affola...